Altmış Ahlak-ı Zemime
Allahü Teala cümlemizin Kadir Gecesi’ni mübarek eylesin. Cenab-ı Hakk nice böyle kadir kıymetine paha biçilemeyecek büyük gecelere bizleri nail etsin, kavuştursun.
Efendim malum İslamiyet’te en büyük gece Kadir Gecesidir. O gece de Ramazan-ı Şerifin yirmi altısını yirmi yedisine bağlayan gecedir. Bugün 1419 Hicri yılı, 1999 Miladi Yıl Perşembe inşallah Cuma Gecesi ve Kadir Gecesi. Sakal-ı Şerif ziyaretleri var, onun için sohbeti ikindiye aldık.
Evet bugünkü sohbetimiz Kadir Sohbeti değil ama Kadir Gecesi’nde olduğumuz için Kadir Sure-i Celilesi ile sohbete başladık. Hz Allah (cc) bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğunu söylüyor. Hesap etmişler bin ay ,83 yıl şu kadar ay . Bir Kadir Gecesi’nin mümin üzerinde 83 yıl ibadet etmiş gibi ecri oluyor.
Kadir Suresi Allahü Teala’nın (cc) bu gecenin şerefine inzal buyurduğu sure.Bu Kadir Sure-i Celilesinde üç sefer Kadir (kelimesi) geçiyor.Harf-i ebced hesabıyla üç tane dokuz yirmi yedi eder onun için Ramazan-ı Şerif’in yirmi yedinci gününü gecesini İslam Uleması Kadir ilan etmiş. Ama Allah Resulü’ne (sav) demişler:
_Ramazanın birinci gününde de arayalım mı?
_O gün de arayın.
_On yedinci gününde arayalım mı ?
_O gün de arayın.
_Yirmi birinci gününde arayalım mı ?
_O gün de arayın
Demiş Kainatın Efendisi. (s.a.v).
Onun için bizim büyüklerimiz ‘’Sen her geceni Kadir bil, her gördüğünü Hızır bil.’’ buyurmuşlar. Dedikodudan dilini kes. O öyle miydi bu böyle miydi yok. Herkes birer Hızır (as) hepsi bu kadar. Kadri kıymeti bilinen gece zaten Kadir Gecesidir.
Bilinmedikten sonra Kadir olsa ne olur olmasa ne olur. Bu nedenle biz inşallah her günümüzü gecemizi Kadir bilerek, (şu Kadir Gecemizi son Kadirimiz olabilir elimizde bir senet mi var? Allahü Teala haydi gel deyince gidilir) şu gecemizi son Kadir imiş gibi Kadirini kıymetini bilerek ihya etmeye çalışmalı.
Öyleyse biz inşallah böyle tertemiz olduktan sonra temizliğimizi devam ettiricez. Bayram geldi diye tespihi duvara seccadeyi dolaba koymayacağız. İslam büyüklerinden birine yahut İslam büyüklerinden birisi:
‘’En büyük sabır nedir diye teker teker sormuş. Demişler ki : Anamı çok severim onun ölümü en büyüktür, ona sabrederim, babam öyle, evlatlarım öyle. Servetimi kaybetsen ona da sabrederim. Allah verdi Allah aldı.
Başka, başka hiç biriniz isabet edemediniz demiş. En büyük sabır nedir? Seccadende biraz fazla oturmaktır.’’ Buyurmuş.
Ya gördün mü sen? Allahü Teala (cc) inşallah seccadede oturmasını bilen seccadenin hakkını vermesini bilenlerden etsin. İnşallah onlar bize mizanda kantarımıza terazimize konulacak Allah Teala (cc) rızasına uygun yaşantılar nasip etsin.
Ulema-i Kiram altmış büyük ahlakı zemimenin zuhurunun şu üç halden tecelli ettiğini söylemişler.
Ben bu konuyu bundan önce kasetlere ara ara yaptıydım, bir türlü tamamlayamadım, geniş tuttuk biraz, ikmal edemedik, bir türlü bir araya getiremedik . İki kasetimizde kısmen bir şeyler var ama tamamı yok . Bugün Allah nasip ederse daha bir muhtasar şekilde bu kasetimize ikmal etmek istiyoruz inşallah. Yarım saat 15 dk. Kadar yer bırakırız, onu da akşam sakalı şerif ziyaretine kullanırız. Böylelikle güzel bir kaset yapmış, arkamızdan hayırlı bir şey bırakmış oluruz. Evet ulema-i kiram diyor ki bütün huyların zuhurunun sebebi üçtür.
Akıl, gadap , şehvet. Bunların her birinin üç mertebesi vardır.
1* İfrat
2*Tefrit
3*İtidal.
Buyurmuşlar ki aklın ifradına (ifrad hoş bir şey değil. Malum aliniz efendim tefrit de hoş bir şey değil hoş olan ne?itidal.)
Aklın ifradına cezbeze demişler. Bilmesi mümkün olmayanları bilmeye çalışmak. Müteşabiha kaza ve kader gibi şeylerle uğraşmak . Bunların hakkımızda bilinmesi icap ediyorsa Allah (cc) bunları bildirirdi. Siz gidin bunları ibişe memişe sorun demezdi, tavşana kuşa sorun demezdi. Bunların bilinmesi lazım olaydı Allah Teala (cc) bize bildirirdi. Demek hakkımızda bilinmemesi lazım ki Allah Teala (cc) bildirmedi. İşte bu bilinmemesi lazım olan şeylerle uğraşmak aklın ifradı oluyor. İslam’da böyle şey yok. Gayptan haber vermek eşeddül kebairdir. Büyük suçtur. ‘’Gaybı ancak ben bilirim’’ diyor Hz Allah (cc). Fal kitapları falan kat’iyen böyle şeyler itikadımızı bozar, inanılacak şeyler değildir.
Aklın tefridine hamakat, belagat denir. Bilmesi lazım olanı terk etmektir. Hal ilmini öğrenmeyi terk etmek. Gördün mü ? Bilinmesi lazım olan ilmihal. Allah (cc) rızasına uygun neler varsa onları bilmek ve yapmak. Onun için bu vesile ile ilmihal okuyun.
Abdulhakim Arvasi Hz. (k.s) Hazretlerine Paşa’nın biri sormuş:
_Hangi tefsiri okuyayım?
O da demiş ki ‘’Sen ilmihal kitabı okudun mu? İlk önce ilmihal kitabı okuduysan, Tıbyen ve Mevakıp tefsirleri vardır onlardan okursun.’’
İlmihal kitabından sonra Kur’an-ı Kerim’in manaları, tefsirleri Allah Teala (cc) anlamak çığırı nasıl açılacak açtırsın. Sade okuma değil, anlama çığırı nasıl açılacak ? Kavaidi Arabiyye öğrenilecek. Her şeyin bir usulü var. Hz Ali (r.a) koymuş o usulü . Böyle öğrenilecek Allah’ın inayetiyle ondan sonra da Kur’an-ı Kerim meallerini de daha güzel anlayacağız.
Zuhura gelen akıl gadap, şehvet ve bunların üçer şeyleri ifrat tefrit itidal bunlardan meydana gelen altmış tane ahlak-ı zemime var. İnsan kazanç çuvalının dibinin deliğini tamir edecek ki güzel şeyler koyunca bir yandan koyup altından gitmeyecek. Bu nedenle zarar deliklerini tıkamak (önemli). Bu ahlak-ı zemimeyi belleyip terk etmek inşallah bunlardan pek çoğu bizlerde yok. Belki içinde bazılarından az bir kısmı var. Onları da gidermeye gayret etmek, herkes onu bilecek. Bu altmış ahlak-ı zemimeden :
1. Müminlere ve meleklere kötü zandan sakınmak İslam’da zan yok onun için şair:
Su-i ahlaktan uzaklık isteriz
Hüsnü ahlakı Hüda’dan dileriz.
Su-i ahlak su-i zandır hüsnü ahlak hüsnü zandır.Her gördüğünü Hızır her geceni Kadir gecesi bilicen.Üstazımız Şah-ı Nakşibend Hz:
Alem yahşi ben yaman,
Herkes buğday ben saman
Enaniyet bu çok kötü bir şey. Onlar da gelecek Allah muhafaza etsin.Müminler tarak dişi gibidir. Onların uzunluğu kısalığı Allah (cc) katında belli olacak.
2. Riyadan sakınmak ibadette dünya faidesi dileme Allah (cc) muhafaza etsin
Evde namazı çabuk kılmak camiye gelince sofular gibi kılmak, yavaş yavaş. Evde Allah (cc) var camide cemaat var. Camide nasıl kılıyorsak evde de öyle kılıcaz. Ama böyle huzuru kalp ile yapılacak. Bedevinin birisi Mescidi Nebeviye girmiş Hz Ömer (ra) orada oturuyor. Bir namaz kılmış tavuğun yem topladığı gibi palas pandıras. Çağırmış onu namaz bittiğinde ‘’Bre nasıl namaz kıldın ? Sen doğru dürüst kıl şurada bakim demiş. Güzel tadili erkana riayet ederek namazı bitirmiş kalkmış gidecek hangisini beğendin demiş.Önce yaptığını mı yoksa şimdiki yaptığını mı? Valla doğrusunu istiyorsan ya Ömer demiş önce yaptığımı beğendim demiş. O Allah (cc) içindi bu senin içindi.
Tabi işi buralara dökmemeli. Rahmetullahi aleyh babam biraz çabuk namaz kılardı. Üstazı Ali Haydar Efendiye kendini şikayet etti . Bir türlü dedi şöyle hani ağır ağır bir namaz kılamıyorum.
Efendim Ulema can kurtarır. Allah onlardan razı olsun. Onlar bizlerin cennet rehberleri. Ulemaya saygı Muhammed’e (s.a.v) saygıdır. O’na saygı Allah’a (s.a.v) saygıdır. Sakın ulema hakkında ağzımıza laf almayalım. Bu mübarek de demiş ki ‘’Hacı Mehmed Efendi, sen dünya işlerini de çabuk mu yapıyorsun. Evet demiş vücudumda bu hal var, dünya işlerinde de. Senin fıtratın böyle yaratılışın böyle hiç kendini zorlama Allah’ın emri inşallah daha iyi daha güzel yapılır. Cemaate gidemiyorum dükkanı kimseye bırakamıyorum. Hacı Mehmed Efendi bu masanın çekmecesini doğru dürüst helalıkla dolduruyorsan senin namazın Camii Kebirde kılınmış gibi olur.
Piyasadan el çekmek yok. Müslümanlar piyasaya galip gelecekler piyasayı istila edecekler hocalar hacılar metre tutmaz kantar tutmaz yahudinin uydurmasıdır.
Küçük riya şirk, riyanın kendisi Allah (cc) muhafaza etsin gösteriş için bir iş yapmak . Küçüğünü Peygamberimiz (sav) küçük riyayı tarif ediyor. ‘’Karanlık bir gecede karanlık bir taşın üstünde kapkara bir karıncanın yürümesi gibidir’’. Görünür mü fark edilir mi? Allah (cc) fark ettirsin Bunun küçüğünden de büyüğünden de muhafaza buyurusun. Allah için, İlahi ente maksudi rızake matlubi Ya Rabbi maksadımız sensin talebimiz de Senin rızan . Kulum dedittirebilmek için yapıcaz. Elhamdulillah peşinen dedi kulum ya. Biz kadir kıymet bilelim inşallah.
3. Kibir, kendisini başkasından iyi ve büyük görmek Allah muhafaza etsin, bu da çok büyük bir hastalık. Allah’a şükür bizim elhamdulillah hiçbirimizde yok, bu da ne ki diye şaşırıyoruz.
Ama bu çeşit insanlar var. Allah muhafaza etsin. Ben ‘’ben ben’’ başka yok kimse. El elden üstün arşa kadar . Ne demek ‘’sen sen ben ben’’ Allah muhafaza etsin. Cennette diyor kibir yapan bir kimseyi Peygamberimiz karınca suretinde haşredecek diyor Hz Allah.
Kimden kime kibir topraktan geldik toprağa gidicez Rabbin o ahlakı zemimeden de bizi muhafaza buyursun.
4. Ucub farzları sünnetleri nafileleri yaptığı için kendini ulu görmek. Bunları hep Rabbül alemin yaptırıyor. O müsaade ediyor o takat veriyor öyleyse onun bunlar, senin değil. Bunları yaptıkça başın buğday başağı gibi böyle eğilecek böyle (yukarı doğru ) değil, böyle eğilecek (boyun bükerek, aşağı doğru) tevazu ile. Elhamdulillah yaptım yapabildim çok şükür bütün kardeşlerime lutfet onlara da ihsan et demek.
Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisi şerifinde üç şey helak eder buyuruyor: ‘’Cimrilik, nefsine uymak, ucub. Üçüncüsü de bu ucub Allah’ın farzlarını sünnetlerini müstehaplarını yapıp kendini çok ulu bir kimse imiş gibi görmek. Allah muhafaza etsin.
5. Kin tutmak, sevmemek nefret etmek küs olmak Allah muhafaza etsin Müslümanlar müminler yeryüzünde kimseye küs değildir herkesle hısımdır böyle olmamamız lazım. Ufak tefek bir şey varsa hemen bugünden tezi yok eline sarılmalı helallık almalı o işi orada bitirmeli. Birader ben çok yaşlıyım o gelsin (dememeli) Hz Hasan ile Hz Hüseyin böyle bir şey yaptılar Hüseyin (ra )küçük diye ona gitti sahabe sen abine git de elini öp barış dediler. Ben kaç gündür onu bekliyorum demiş Hz Hüseyin Peygamberimiz , bu hasımlardan kim ilk önce barışma teklifi yapar cennete ilk önce o girer buyurdu. Ben abimden önce cennete girmek istemiyorum. Büyük küçük yok yani onu demek istiyor. Büyüklük küçüklük kabadayılıktır, ayağına gitmemektir.
6. Dünya sevgisi. Dünya sevgisinden başka hiç bir şeyi hatıra getirmemek Allah muhafaza etsin Gecesi de gündüzü de dünyada. Alamadım mı veremedim mi Allah muhafaza etsin. Dünya da bizim için ahret te. Ölçülerini şaşırıyor ,Allah dünyayı bizim için halk ediyor. Dünya müminin büyük bir nimet ama dünya sevgisi dışarıda tutulur içeri sokulmaz. Allah’ın güzel sözleri var Peygamberimizin güzel sözleri var. Ulemanın güzel sözleri varken sen alamadım mı veremedim mi? Dolar kaç mark kaç hiç gördünüz mü televizyonda iki kulağında iki telefon gözü de ekranda . Allah bu dünya sevgisinden de bizi muhafaza buyursun. Dünya fani, faniye fani gibi bakılır ahret baki, baki bakiye baki gibi bakılır.
7. Dünya zevki için belli namlı bir adam olmayı talep etmek. Şöyle olayım böyle olayım Allah muhafaza etsin . Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde ‘’Siz beni reis yapın diyen kişini başı vurulur’’ diyor. Reis seçilir öyle istemek ile verilmez. Millet seçer, cumhuriyet dediğimiz de budur zaten. Peygamber Efendimiz’e (sav) dediler ki bir muharebeden dönüyorlar. Ya Rasulullah bu sahabelerin çoğu şehid oldu , şehidlik makamı çok üstün ama biz onları görmeden yapamayız nasıl olacak Ya Rasulallah? Allah Rasulu (sav) saadetle buyurdu ‘’Siz onlardan yirmi dört saat fazla dünyada durdunuz yirmi dört saat fazla Allah’ı (cc) andınız sizin de öyle makamınız olacak ki orada buluşacaksınız’’ buyurdu.
8. Nefsi emmare. Gönlü her ne isterse vermek . Bizim Bursa’da medarı iftarımız malum aliniz Üftade Hazretleri (k.s) o öyle diyor Emmareye kul olan hayrı şerri seçer mi? Seçemez, insana emmare, acıyı tatlı iyiyi kötüyü (gösterir) seçtirmez nefsi emmare vasfı hayvaniyyetttir. Allah muhafaza etsin. Bu nedenle Rabbim bu hastalıktan muhafaza buyursun. Nefsi emmaresini nefsi levvameye nefsi mülhimmeye, nefsi radiyyeye, nefsi safiyyeye, nefsi külle ulaşmak nasip etsin.
9. Fakirlikten korkmak Allahü Tealaya su-i zanda bulunmak, nasıl doyacam? Allah Kur’an-ı Kerim’de on altı yerde kulunun rızkı için kefaret ediyor sen bunları hiçe sayıp fakirlikten korkuyorsun. Bu da ahlakı zemimeden bir başkası. Allah (c.c) helaline sual, haramına azap yapacak nereden geliyor nasıl kazandın nereye harcadın? Ehlullahtan bir zata param helal mı Hazret demiş nereye harcıyorsun ona bak anlarsın demiş o zat.
10. Medh alkışlanmaktan sakınmak Allah muhafaza etsin İslam’da alkışlama yok efendim. Şimdi her şeye alkış tutuyorlar, ölüye de diriye de hayra da şerre de yaşasın yaşasın ama kim yaşasın? Böyle şey mi olur alkış yok İslam’da alkışlama o adamı medh etme demektir. Peygamberimiz senin yüzüne karşı öyle medhedenin suratına toprak çarp diyor. Fakirlikten korkmak Allahü Tealaya su-i zanda bulunmak, nasıl doyacam? Allah Kur’an-ı Kerim’de on altı yerde ulunun rızkı için kefaret ediyor sen bunları hiçe sayıp fakirlikten korkmak. Bu da ahlakı zemimeden bir başkası. Allah (c.c) helaline sual, haramına azap yapacak nereden geliyor nasıl kazandın nereye harcadın? Ehlullahtan bir zata param helal mı Hazret demiş nereye harcıyorsun ona bak anlarsın demiş.
11. Gadap garaz nefsi için gadap etmek ahmaklıktır diyor Hayvana çocuğa gadaplanmak yok onları güzel yetiştirmek var. Hani çobanın koyunu kaçmış çoban kovalar o kaçmış o kovalar kan ter içinde kalmış çoban sonunda yakalamış ‘’Hay mübarek hayvan demiş hem kendini yordun hem beni yordun Aman ne olacak demiş koyun şurada kaç günüm kaldı on bir ayla yirmi dokuz gün’’ onun dediği gibi böyle hayvana gadaplanmak yok işi böyle mizah yönünden almak var.Peygamber Efendimiz (s.a.v) öyle bir hal gelirse gadap hali pek çok kimselere geliyor bu ‘’Ayaktaysanız oturun oturuyorsanız yatın diyor, kalkın abdest alın diyor. Euzubillahimineşşeytnırracim, la havle vela kuvvete illa billah inşallah defolur gider gadap hoş bir şey değil.
12. İnat, haksız yere inat etmek Ebu Cehil inadı gibi inat itirazdır hakikatte. Kimden kime itiraz edeceksin. Ne demişler İslam büyüklerinden birine ‘’Çok yaşlandınız Hazret artık yönünüzü ahrete döndünüz bize bir çift laf söyleyin de kulağımızda küpe kalsın demişler. Hazret ‘’ Doksan senedir ben ne söyledim hiçbiri olmadı hep O’nun dediği oldu demiş . Teslim ol rahat bul demiş hepsi buradadır.
13. Dünya menfaati, hırs, başkasının elindekine göz dikip o şeyleri arzulamak onda olanı istemek. Ne süfli bir hal ne kötü bir şey elhamdulillah bende yoksa kardeşimde var diyeceği yerde ha onda var ha bende var diyeceği yerde bende madem yok onda da olmasın bu kadar. Gördünüz mü? Ne için Allah diyoruz. Ne için tespih çekiyoruz zikrin berekatına nail olalım bu güzel zikrullah bizi bu gibi kötü şeylerden kurtarsın.
14. Buhul. Şer’an verilmesi lazım olan malı vermemek zekat fitre öşür gibi kurban gibi . Bunlar daha güzel olur. Biliyorsan söylemeden bayram yaklaşıyor bir hacetini görüversin diyerekten ; fakir olduğunu bilmiyorsan söylemek lazım bu da sana zekatımdır. O da elhamdulillah ben zekat almıyorum bunu ehline ver daha güzel olur. Çünkü zekata malik olmak kadar zekatı yerine vermek de önemli . Vakıfların talebe bursları yurtları yedirme içirme giydirme gibi zekat fonu varsa onlara verilir. Çünkü zekat parasıyla cami yapılmaz . Zekat fukaranın hakkı onun eline geçecek , fitrelerimiz de öyle . Bayram namazından önce fitrelerimiz verilecek. Bayram namazından sonra sadaka oluyor , vacip olan fitre verilmiş sayılmıyor. Kurbana gelince ‘E Hazret ben bir seneyi hanım için bir seneyi kendim için kurban kesiyorum. Bu kurbanın vacipliği senin üzerine mi vacip hanım üzerine mi ikinizin üzerineyse iki tane keseceksin. Senin üzerineyse devamlı senin üzerine keseceksin.
Allah Teâlâ gönüllerimize imanın çekirdeğini koymuş. Hattâ İslam büyükleri; “Bu imandan maksad makâm-ı velâyettir” diyor. Allah, her kulunun gönlüne velîlik çekirdeğini koymuş. Nasıl bir hazîneye mâlik olduğunu bilenler o tarz üzere yaşıyor. Dünya ve âhiret devletine nâil oluyor. Gâfilâne yaşayanlar da bu hazînenin üzerine oturuyor. Habersiz olarak ömrünü tüketip gidiyor. Nâlan gelip nâlan gidiyor.
Kullar ile Allah arasındaki en azim perde GAFLETTİR.Namaza, ezana âit pek çok şeyler kafamızda bulunmalı. Kafaya konulacak şeyler bunlar. Ama biz olmadık şeylerle doldurduk kafamızı. Şimdi onlardan elimize bir şey geçse koyacak yer yok. Hazreti Ali Efendimiz’in dediği gibi; “Sen öyle her eline geçeni gönlüne koyma” diyor. Değerli bir şey eline geçecek, gönlünde boş yer bulunmayacak. Öyleyse değerli şeylerle orasını doldurmaya çalışmalı.Hazreti Ali Efendimiz; “Siz meclislerinizi şu duâ ile kapayın” buyuruyor:
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ اَلْفَاتِحَهْ
“Subhâne Rabbike Rabbil izzeti ammâ yesıfûne ve selâmun alel mürselîn velhamdülillahi Rabbil âlemîn, El Fâtiha” deyin, böyle dağılın” diyor. Bunun mükâfâtı, âhirette sevaplarınızın kile (ölçü birimi) ile tartılmasına vesile olmasıdır. Meclislerinizi böyle dağıtırsanız tekrar toplanmaya vesîle olacak. Sahâbe-i Kirâm (Radiyallahu Anhüm) ASR sûresini de okurlarmış dağılmadan önce.
اَعُوذُبِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِـــسْمِ اللَّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَ الْعَصْرِ اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَفِي خُسْرٍ
اِلاَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْ بِِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْ بِالصَّبْرِ
Eûzü billahi mineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Vel asr. İnnel insâne lefî husr. İllellezîne âmenû ve amilussâlihâti ve tevesav bilhakki. Ve tevesav bissabr.
Abdest duâlarını bilmeyenler (o duâların yerine) kelime-i şehâdet veya salavât-ı şerîfe okumalı.
İnsan hapşırdığı zaman اَلْحَمْدُ لِلَّهِ "ELHAMDÜLİLLÂH" diyecek;
Karşısındaki kardeşi de يَرْحَمُكَ اللَّهُ “YERHAMÜKELLAH" diyecek;
Sonra hapşıran kardeşimiz يَهْدِينَا وَ يَهْدِيكُمُ اللَّهُ وَ يُصْلِحُ بَالَكُمْ
"YEHDÎN VE YEHDÎKÜMULLAH (VE YUSLİHU BÂLEKÜM)" diyecek.”Çok yaşa”, batıdan alınmış bir kelime. ALLAH ne murâd ettiyse insan o kadar yaşar.
Salavât-ı Şerîfe getirmek اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِ مُحَمَّدٍ وَ سَلِّمْ
ALLAHÜMME SALLİ ALÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİ MUHAMMEDİN VESELLİM gam ve kasâveti giderir. Günümüzde ne kadar elzem bir ilaç.Stres, stres diye tutturmuşlar. Düne kadar bunun ismini bile bilen yoktu. Strese tutulmuşlar! Küçük küçük gençler. Ulen sen ne zaman doğdun, ne zaman dünyaya geldin, ne zaman dünya acısını tattın da stres oldun. ALLAH iyilik sağlık versin. Günümüzde çok lüzumlu bir şifâ, gam ve kasâveti, o stresi-mtresi ALLAH Rasûlü'ne (Sallallahu Aleyhi Vesellem) getireceğimiz salât-u selâm def edip gidiyor.
Her şeyimizin maddî manevî çâresi aranılacak. Sâde maddiyat çâre değil. Maddî imkânlar %50'dir. Manevî imkânlar da %50'dir. Bu iki 50 bir araya gelecek ki tamam olacak.
ALLAH, Arapça lisânı (öğrenmeyi) nasîb etsin. Yeryüzündeki Müslümanlarla anlaşabilmek (için) konuşmamız şarttır. Atalarımız; “İnsanlar konuşa-konuşa” diyor. Bizim İslam ülkeleriyle yapmış olduğumuz antlaşmalar bir protokolden ileri gitmiyor. Bir el sıkışıyoruz, birer çay içiyoruz, hepsi bu kadar. Bu kadar maddî-manevî sorunlarımız var. Onları masaya dökebilmek için birbirimizin dilinden haberdâr olmalıyız. Öyleyse, ALLAH Rasûlü'nün (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sözüne kulak vermeliyiz. İki Cihan Severi (Sallallahu Aleyhi Vesellem) buyuruyor; "Siz ana dilinizden başka bir dil öğrenmek isterseniz Arapçayı öğrenin.” Ondan sonra ne isterseniz öğrenin. ARAPÇA, CENNET LİSÂNIDIR. ARAPÇA BİR YERDE ALLAHÇADIR. Bu nedenle İslam ülkelerinin okullarında kendi güzel Türkçemizin yanısıra Arapça’yı da bellemek mecburiyetindeyiz. Yeryüzündeki Müslümanların yekvücud olabilmesi buna bağlı. Battal gâzînin tokmağı olabilmesi buna bağlı. Bu hayırlı bir netice verirse o tokmak Yahûdî’nin tepesinde patlayıverir.
ALLAH Teâlâ’nın hoşnut olduğu şeyler, Allah'ın râzı olduğu şeyler; Ahlâk-ı Hamîdedir. (güzel ahlâk) Allah'ın yasak ettiği şeyler, Rasûlü'nün yapmadığı şeyler, yapmayın dediği şeyler; Ahlâk-ı Zemîmedir. (kötü ahlâk) Bu, bu kadar kısa ve kestirmedir. Bilinmeyecek hiçbir tarafı yoktur.
Yeryüzünde model arıyorsak, yeryüzünde bir biçim arıyorsak Allah'ın tek râzı olduğu model, tek râzı olduğu biçim Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem'dir).
Efendim İslam'da yalan yok. Öyleyse Müslüman %100 yalan söylemeyecek.
– Nasıl yapsam gene dilimden çıkıyor Hazret!
– Bir tane çakmak taşı koyacaksın dilinin altına, o çıktığı zaman 15 sefer vuracaksın diline. Bakalım bir daha çıkıyor mu!? Yok, bununla da hakkından gelemedin, 100 bin lira sadaka vereceksin bir yalana. Hafif geliyorsa 500 bin lira sadaka vereceksin ağzından çıktıysa.
YALAN BELÂSINDAN KURTULACAKSIN!!!
Abus (asık suratlı) olmayacaksın. Kâinâtın Efendisi (Sallallahu Aleyhi Vesellem) tebessümü yüzünden hiç eksik etmemiş. Kardeşine muhabbetle bakacaksın, sevgiyle bakacaksın, Allah Rasûlü (Sallallahu Aleyhi Vesellem) öyle buyuruyor;
"BÜTÜN YERYÜZÜNDEKİ İNSANLARA SİZ İYİLİK YAPAMAZSINIZ. TATLI DİL VE GÜLER YÜZÜNÜZ YOK MU?” İşte bu da bir iyiliktir, bu da bir sadakadır.
İslam’da temizlik 2 kısımdır. Bedenî ve Ruhîdir. Ruh temizliği olmadıktan sonra beden temizliğinin bir anlamı yok. Ne diyor dansöz kadın! Çırılçıplak soyunmuş; sen benim kalbime bak diyor. Allah âkıbetimizi hayreylesin. Boşuna demiyoruz öyle de olur, böyle de olur sakat bir sözdür, yanlış bir sözdür. Ne öyle olur, ne böyle olur. Allah'ın dediği gibi olur. Senin üzerinde Allah'ın dediği ne var ki. Onun vicdânına bakacakmışız. Vicdânın palas-pandıras gösteriyor senin ne olduğunu. Hezeyanlar (saçmalıklar) çok, bunların hangisini ele alırsın. Bir şey bilir gibi;
“Tûti'ye belletirler ilmi kelamı,
Sözü insan olur ama özü insan olmaz.”
BUNLARIN NE SÖZÜ İNSAN, NE ÖZÜ İNSAN!!!
Çok çelişkiler içindeyiz. Bunlardan âcilen Allah Teâlâ ve Rasûlü'nün (Sallallahu Aleyhi Vesellem) emrettiği vechile kurtulmak mecburiyetindeyiz. Mevlâ-i Müteâl din adamlarımızı çoğaltsın. Yapılan istatistiklerde bilmem kaç bin kişiye bir doktor düşüyormuş. Ama hep bizim işimiz gücümüz bedenimizle, ruhumuzdan haberimiz yok. Acaba ruh doktorları kaç kişiye kaç tane düşüyor? Onlar çoğaldıkça manevî hastalıklar defolup gidecektir. Manevî hastalıkların bu kadar çok oluşu onların az oluşunu gösteriyor.
Ölçüler çok noksandır, ölçüler çok bozuktur. Bu ölçüleri düzeltmek mecburiyetindeyiz. Allah Teâlâ devletle milleti birleştirsin. Devlette ayrılıklardan bahsediyor; Ayrılıklardan şikâyet ediyor, dönüyor diyor ki; “Milletim Müslüman, ben lâikim.” Böyle şey olmaz. Bu ikisi birleşecek. Millet, devletin kendisi olacak, devlet milletin kendisi olacak. Kaynaşma olacak, kaynaşmada ancak bu ayrılıkları gidermekle olur. Yahûdî’nin soktuğu, İngiliz melânetinin içimize karıştırdığı bu kara kedileri saf dışı etmekle olur. Başka türlü mümkün değil. Bu nedenle Cenâb-ı Hakk devlet büyüklerine de bu söylediğimiz sözleri duymak, duyurmak ve bu sözler üzerinde biraz tefekküre varmak, gerekiyorsa bu sözleri söyleyene buyur edip bir çay ikrâm etmek daha ayrıntılı daha geniş birtakım suâl cevaplarla muhâtab kılmak nasib etsin. (Allahümme Âmin.)