top of page

İBADETLERİN KAPISI, AZGIN İSYAN SAHİLİNİN  SELAMETİ : ORUÇ İBADETİ

Bu mev’izamızla evamir-i ilahiyyenin beş rüknünden biri, sen de sen, bende ben vehmiyetinden insanı kurtaran yegane halas kılıcı olan oruc nimetinin , zahiri ve Batıni yönü ile izahını yapmaya çalışacağız.

 

 

       Cenab-ı Hak ‘’El rızkı alallah’’ ayeti ile rızkı vericinin kendisi olduğunu bildirmektedir. Taleb edilmesi lazım olan rızık ikidir: maddi ve manevi rızıklar ile de ruhumuzu kemal mertebesine erdiririz . Ruhumuzun taleb ettiği manevi rızıklar , emr-i ilahi ve sünen-i Peygamberidir.İlahi emirlerin başta gelenlerinden biri de oruçtur.

 

        Ramazan-ı şerif orucu, hicret-i nebeviyeden bir buçuk sene sonra Şaban-ı Şerif’in onuncu günü farz kılınmıştır.Bunun farziyyeti kitap, sünnet, icma ile sabittir.Ezcümle ‘’Kütibe aleykümüssiyam’’ ayet-i kerimesi buna natıktır.Bakara Suresi’nin 183-184 ayet-i Celilelerinde Cenab’ı Halıkı Zülcelal mealen ‘’Ey insanlar!Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi , Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye size sayılı günlerde farz kılındı.İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan , tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.Oruca dayanamayanlar , bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir.Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir.Oruç tutmanız (eğer bilirseniz) sizin için hayılırdır’’ Li külli şey’izekati ve zekatil cesedissavmi vessıyami nsıfıssabır. Hadis-i şerifinde sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ‘’Her şey için bir zekat vardır.Cesedin zekatı da oruçtur.Oruç, sabrın yarısıdır.’’buyurmuşlardır.

 

                                                                        ORUCUN LUGAT MANASI

 

        Arapçada oruç için ‘’savm’’ ve ‘’sıyam’’kelimeleri kullanılmaktadır.Bunların lugat manası ‘Nefsi men etmek , perhiz,imsak , çekinme, kendini tutmadır. Oruçlu hale normal olarak son verilmesi orucu bozmak değil , orucu açmaktır.Orucun bozulması oruçlu halde iken kasden veya unutarak yemek yemesi demektir. Bu ise kaseden olursa iki ay aralıksız oruç tutmak suretiyle ödenir.Sehven olursa , oruçlu olduğu aklına geldiği an yemeği, içmeyi bırakıp; orucuna devam etmektir.Bu böyle olursa bir şey lazım gelmez. O kul Allahü Teala’nın ikramına ermiştir.

 

        Oruç, dinimizin baş emirlerinden sayılır. Her iman sahibi çeşitli faydalarını düşünerek , fakat bu faydalardan daha çok yüce Allah’ın emri olduğu için belirli ve bilinen zamandaki orucu tutar. Orucun faydaları sayılamayacak kadar çok olmakla beraber ; onun faydalarını öğrenmekten ziyade, ibadet sayılan bu orucu gerektiği gibi tutabilmek önemlidir.Bunu başardıktan sonra , kalanı kendiliğinden gelir.

                                                                      

                                                                  ORUCUN FAİDELERİ

 

        

   Bu büyük nimet, kalbe rikkat ve hislere yükseklik verip ; nefsin azgınlıklarına engel olur.İnsan açları , yoksulları, hasta ve acizleri düşünüp, anlamıya ve onlara yardımcı olmaya sevk ederek; gönlün yaratıcıya yönelmesine etkili olur. Bu sebeple oruca ibadetlerin kapısı ve azgın isyan denizinin selamet sahili dense yeridir.Ağaçların ve bağların senede bir budanması , onların gelişmesi için nasıl lazımsa; beden ve ruh sağlığı , iman ve irade inkişafı için de oruç öyle lazım ve zaruridir.Bu kutsi vazifeyi başarabilmemiz için , başarı sahibi İslam büyüklerinin eserlerinde işaret buyurdukları tarzda oruç tutmasını bilmek gerekir.Yani İslam dininin özüne ermiş, gerçeği gereği gibi bulmuş kimseleri dinlememiz icab eder. İşte bu sebepten yaşadığı asırda olduğu gibi çağımızda da serdettiği fikirleri, terbiye ve ahlak üzerine yazdığı eserleri , daima takdir edilen Abdülkadir Geylani (k.s) Haz; sekiz asır evvel yaşamış olmasına rağmen, okununca günümüz için yazılmış olduğu duygusunu veren Sırrül Esrar adlı eserinde bir çok ibadetleri maddi ve manevi yoldan incelemiş , düşüncelerini yazmıştır. Bu büyük insan orucu üç yönden ele alıyor:

 

 

                                                             ABDULKADİR GEYLANİ HZ NİN ORUÇ TARİFİ:

 

           Şeriatte oruç , tarikatte oruç, hakikatte oruç.Şeriatin orucu gündüz olunca yemekten içmekten beri olmak ve meşru münasebeti terktir.

Tarikatin orucu ise; gece gündüz bütün duyguları haramdan korumaktır. Kötü akla uygun olmayan şeyleri zahirde olduğu gibi batında da terktir.Şeriat orucu muvakkattır, fakat tarikat orucu ebedidir. Ömür boyunca devam eder.Asıl oruç budur.

 

 

         Bu oruçlardan maada bir de hakikat orucu vardır. Bu da kalbi Allah’ın ztından gayrine tapmaktan almaktır.Sır aleminde onun sevgisinden gayrini müşahede etmemektir.Çünkü insan onun için yaratılmıştır.

 

 

         Bunu Cenab-ı Hak hadisi kudsisinde bizlere şöyle haber vermektedir:’’İnsan benim sırrım , ben de onun sırrıyım’’. Sır ise Allahü Teala’dan bir nurdur.Ondan gayrine meyli sevmez. Onun için Allah’tan başka sevgili ve rağbet edilecek kimse matlub bu alemde olmaz. Ahirette de olmaz. Buna binaen , ‘’ille seni ille seni’’ denir.Kalbe Allah sevgisinden başkası girince hakikat orucu  bozulur. Onu yeniden kaza etmek gerekir.Tekrar Onun sevgisini kalbe daim ve kadim yerleştirmeye say ve gayret etmek lazım gelir.

 

 

      Necmeddini Kübra Hz de orucu şöyle tarif ediyor:

 

 

      ‘’Orucun zahir maansı olduğu gibi batın manası da vardır. Batın denilince akla kalb, ruh ve sır gelmelidir.Klabin orucu, özünde doğru bulmadığı , fakat aklın cevaz verdiği şeyi kabul etmemesidir.Ruhun orucu , her halinde ruhani kuvvetleri düşünmesidir.Sırıın orucu , her halinde Allah’ın zatından gayri şeylere bakmaktan kendini korumasıdır.

 

         İmam-ı Gazali Hz’nin  de tarif buyurdukları oruç şöyle:

 

     ‘’Oruç üç derecedir. Umuma has oruç, orta tabakaya ait oruç ve hassül hasa (üstün vasıflı kullara) ait oruç ki ; bunlara sırasiyle avam, has, hassül has tabiri kullanılır. Avamın orucu mideye bir şey göndermemek ve cinsi yakınlaşmadan çekinmek ; hassın orucu bunlarla beraber eli, ayağı gözü , kulağı, dil ve diğer duyguları hatadan korumak. Hassül hasa ait oruç ise, kalbi düşük gayretlerden beri etmek, dünyalık düşüncelerden beri olmak, oraya Allahü Teala’nın zatından başka giren bütün duyguları atmaktır’’

 

 

         İsmail Hakkı Hz leri de buyuruyor ki : ‘’Zahirde oruç tutanın iftar vakti , gündüzün bitip gecenin başlamasıdır. Orucu kalbiyle tutanların iftar zamanı ise , Hakka vasıl olup , müşahede alemine ermeleriyle başlar.’’

 

 

    Allahü Teala’nın ‘’Essavmi li ve ene eczi bi-Oruç benim içindir ecrini de ben veririm. Buyurduğu oruç yukarıdan beri arzedegeldiğimiz oruçtur.

 

                  

ORUÇ ALTI KISMA AYRILIR:

 

Oruç altı kısma ayrılır:Farz, vacib, sünnet, mendub,nafile ve mekruh. Mekruhda tahrimi ve tenzihi olmak üzere iki kısımdır.

 

1. Farz olanlar:Eda ve kaza cihetinden ramazan orucu ve kefaret oruçlarıdır.

 

2. Vacib olanlar:Nafile olarak tutulup  da ifsad edilen oruçların kazası ve nezr (adak)oruçlarıdır.

 

3. Sünnet olanlar:Muharrem ayının 9. Ve 10.  Günü tutulan oruçlardır. Sevgili Peygamberimiz (s.av) ‘’Ramazan oruçlarından sonra , oruçların en faziletlisi şehrullah olan Muharremin orucudur’’. Buyurmuşlardır.

 

4. Mendub olanlar:Her ayda üç gün oruç tutmak . Bu günlerin ayın 13 , 14 v 15. Günleri olması keza mendubdur.Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak.Şevval ayından 6 gün Ramazan vasl ederek oruç tutmak.Hz Davut a.s ın orucu gibi , bir gün tutup, bir gün iftar ederek oruç tutmak.Hadisle tutulması istenen oruçları tutmak.Peygamber Efendimize Pazartesi  orucundan sorulduğunda: ‘’O gün doğdum ve bana o gün vahiy indirildi’’ Sitte-i Şevval orucu için de ‘’Ramazan (orucunu) kim tutar sonra şevvalden altı günü tutarsa senenin hepsi oruçlu gibi olur’’ buyurmuşlardır.

 

5. Nafile olanlar:Kerahiyyeti sabit olmayan ve yukarıda sayılanlardan hariç oruçlar.

 

6. Tahrimen mekruh olanlar:Ramazan bayramının birinci günü ve kurban bayramının dört gününde oruç tutmak.

 

7. Tenzihen mekruh olanlar:Muharremin yalnız onuncu günü.Yalnız Cuma ve Cumartesi günleri , acemlerin bayram günleri olan nevruz ve mihrican günlerinde oruç tutmak ve bütün ömür boyunca oruç tutmak.

 

                                                   PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN ORUÇ DUASI:

 

 

     Cenabı Peygamber (s.a.v) Efendimizin oruç duası ile orucumuzu açmak sünneti seniyyedendir.Dua-i mübarek budur’’Allahümme leke sumtü ve bike amentü ve aleyke tevekkeltü ve ala rızkıke iftartü ve savmel  gadi min şehri ramazane  nevveytü fağfirli makaddemtü vema ahhartü. Manası:’’Ya ilahi! Senin rızan için oruç tuttum .Sana iman ettim.Sana tevekkülde bulundum.Senin rızanla orucumu açtım.Ramazan-ı Şerif ayının yarınki günü oruca da niyet ettim.Artık benim geçmiş ve gelecek günahlarımı yarlığa’

 

 

Hurma ve su ile oruç açma sünneti seniyyedendir.

 

ORUÇ SADE MİDEYİ AÇ BIRAKMAK DEĞİLDİR:

 

     Oruç sade mideyi aç bırakmak değildir.Çünkü Peygamberimiz s.a.v Efendimiz ‘’ Bir çok oruç tutanlar var ki ; tuttuğu orucun yalnız açlığı ve susuzluğu yanına kalır’’ buyurmuşlardır.Dolayısıyle bir çok oruç tutanlar iftar eder ve bir çok iftar edenler de oruçlu durur.Oruç tutan insan bütün vucuduna oruç tutturmalıdır.Elin orucu harama dokunmamaktır. Ayağın orucu harama gitmemektir.Gözün orucu harama bakmamaktır. Kulağın orucu haramı dinlememektir.Dilin orucu kötü söz söylememektir.İşte insan ancak oruç sayesinde behimi duygularını azaltır, ruhunu tasfiye eder , melekiyet sıfatı ile ittisafa başlamış olur.

 

                      

                           (Hasan Burkay Hüdaverdi (k.s) Hz nin Mev’iza-i Hasene 1-2 Kitabı'ndan derlenmiştir.)

bottom of page