top of page

Abdulhalık Gücdüvani (ks)

 

Abdulhâlık henüz 20 yaşında iken: “Hızır (as) beni Maverahünnehir ’de Hâce Yusuf Hemedânî Hazretlerine gönderdi, O’ndan tam olarak istifade ettim.” buyurmuşlardır.

Abdulhâlık Hazretlerine bir derviş sordu:

- “Nefsin istediğini mi yapayım, yoksa istemediğini mi?”

Hâce Abdulhâlık:

- “Bunu tayinde insanın aklı yanılabilir. Hakk ’ın emrettiği yapılır, nehyettiği (yasakladığı) yapılmaz. Kulluk da bu, dervişlik de budur.” diye cevap verdiler.

Derviş:

- “Salikin (talebenin) yoluna şeytan karışır mı?” diye sorduğunda Abdulhâlık Hazretleri:

- “Nefsi ifna (fani) etmenin son sırrına varmayan bir salik öfkeye düşünce şeytan onun yoluna karışır, işini allak bullak eder. Nefsini tamamen ifna eden salikte öfke bulunmaz, yalnız “öfke” ile “gayret” i birbirine karıştırmamak lazımdır.

Gayret Allah ve Resulüne uymakta sebat, Onlar’ın muhaliflerine karşı davranıştır ve yerine göre gösterilen bu gayret zuhur edince şeytan kaçar” 

 

Abdulhâlık Gucdüvâni Hazretleri, Hızır (as) la arkadaş olmaları itibariyle tarikat-ı âliyyede, hüccet, düstur ve usul olarak “11 esas” koymuştur ki, seyr-u suluka girenler bu yoldan istifade edip feyiz alabilmeleri için bunları tatbik etmekle mükelleftirler:

Hüş Derdem: Her alınan ve verilen nefeste uyanık bulunmak.

Nazar ber Kadem: Gözün ayak ucuna bakarak yürümesi, fuzuli (faydasız) bakışlardan sakınması ve kendini koruması.

Sefer-der Vatan: Her adımda aslına, Hakk’a yürümek.

Halvet der Encümen: Halk içinde Hakk ile yalnız kalmak.

Yâd-kerd: Kalb ve lisanın tevhid zikrini habs-i nefesle birleştirmek.

Bâz Geşt: Matlub ve maksudun ancak Allah rızası olduğunu bilmek.

Nigâh-dâşt: Kalbi havatırdan korumak.

Yâd-dâşt: Her nefeste Allah ile olmak.

Vukuf-i Zemanî: İçinde bulunduğu zamanı bilmek ve değerlendirmek.

Vukuf-i Adedî: Zikirde sayıya riayet etmek.

Vukuf-i Kalbî: Kalbi “Allah” zikri, fikri ve emri ile meşgul etmek.

 

Hâce Abdulhâlık Gucdüvâni Hazretlerine uzaktan bir misafir gelmişti. Dediki:

- “Ey Hâce’miz! Allah’ın bizi son nefeste imandan ayırmaması için ve canımızı şeytanın tuzağına düşürmemesi için duanızı rica ediyorum.”

Hâce Hazretleri buyurdular ki:

- “Farzların edasından sonra edilen her duanın kabul edileceği vaad olunmuştur. Siz farzların edasından sonra bizi hayır dualarınızdan unutmayın. Biz de sizleri farzlarımızın edasından sonra dualarımızda yâd edelim. Umulur ki, Mevlamız bizim hakkımızda sizin duanızı, sizin hakkınızda da bizim duamızı kabul buyurur.”

Kabr-i şerifleri Buhara’dadır. Rahmeten vâsia…

bottom of page