top of page

Bu sensizliğin kaçıncı günü, aklım şaşmış

Sebepsiz midir ayrılığımız gerçekten?

Siyah kahkülü düşmüş bugün alnına Sevgilinin

Bahtı kara dertlilerini birkez daha derinden vurabilmek için

Hançer ancak bu kadar sine yarabilir

Aramızdaki kini kimse bilmeyecek

Ayrılıp göçeceğim bilinmez vadilere usulca

İzsiz gideceğim, taşlara basarak.

Bu kadar beklettiğin yetsin ne olursun gel

Gam kasvetle geçer, sensiz geçen anım benim

Sevda pazarında sabır sattım hasret aldım

Sitem et kabul amma ne olursun tân etme,

Benim senden gayrıda gözüm yok ki Efendim.

Kırılmış bir pencereden bakıyor göğe

Acılı kahverengi gözlerin.

Saçını okşamaya elim titriyor çocuk!

Medine’nin serçesi olmak vardı şimdi

Korkusuzca uçup konabilmek beyaz mermerlerine...

Rüzgârı buram buram nefesin kokan bu şehir,

bottom of page