top of page

BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHÎM        EVVELÎ VE ÂHİRÎ

 

Kalbesimyaile Nisan sayısı yine yeni konularla sizlerle Sevgili Okuyucular.

 

Kalbesimya ailesi olarak birinci yaşımızda sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bir yıl önce kendi içimizde hayra doğru atılmış bir küçük adımdı Kalbesimyaile… Cenab-ı Hakk’ın “Kuşluk vaktine yemin olsun. Ve çöktüğü zaman geceye yemin olsun. Rabbin seni bırakmadı…” müjdesine sığınıp çıkmıştık yola. İnanıyorduk ki biz niyetlerimizi halis tutup, ihlâsımızı muhafaza edersek Rabbimiz ömrümüzün hiçbir anında bizi bırakmadığı gibi bu hizmet çabamızda da yalnız bırakmayacaktı. İnancımız kadar çoğalacak, ihlâsımız kadar var olacaktık.

Her ay yeni bir konuyu sizler için ele alırken kendi içimizde çıktığımız uzun yolculuklarda gördük ki insan karşısındakilerden çok kendisine konuşurmuş aslında. Anlattığı hakikate önce kendisini ikna etmeye çalışır, önce kendisini sınarmış. Velhasıl bizler, sizlerle birlikte kendimize de konuştuk. Cümlelerimiz değiştikçe bizler de değiştik, çok şey öğrendik. Biliyoruz ki daha da öğrenecek ve paylaşacak çok şeyimiz var sizlerle. Tüm okuyucularımıza bizlere bu gelişme fırsatını verdikleri için teşekkür borçluyuz. Ve çıktığımız bu yolda bizleri yalnız bırakmadığınız için bir kez daha teşekkür ediyoruz her birerlerinize.

Şükranımızın büyüğü ise elbette ve ebede kadar hayat yolumuzu bu hayırlı kapılara çıkaran Rabbimize. Niyazımız o ki say u gayretimizi arttırtsın, azımızı rahmetiyle çoğa saysın ve bizi tek bir an olsun nefislerimizin insafına bırakmasın! Bulduğumuz hayırlı yolun kıymetini bilmeyi, Büyüklerimize layık talebeler olmayı lutfetsin hepimize. Ahirete yol arayan her kulunu da sevdiği ve seçtiği kıymetli kullarıyla buluştursun. Bizleri de bu hayırlı buluşmalara vesile eylesin. Amin.

 

Bu sayımızda da pek çok soruya cevaplar aradık yine. Kalbesimyaca bakmaya çalıştık cevaplara.

Dünyaya gelişimizin gayesi neydi? Bunca nimet içinde iken ve yeryüzünde Cenab-ı Hakk’ın halifesi iken durmamız gereken yer neresi diye sorduk. Tüketmeli miydik yoksa üretmeli mi? Hilafet yolunun kaidesi neydi? Cevabı yine cennet-mekân Hasan Hüdaverdi Burkay Hazretlerinin (ks.) kaleminden bulduk “Üreten mi? Tüketen mi?” derken…

 

Üzerinde yaşadığımız yaşlı dünyamızı hunharca dört bir yandan katlederken bize bahşedilen insanlık onurunun neresinde durduğumuzu düşündük sonra. “Dünyanın Sonunu Beklerken” sebeplere ve müsebbiblerine baktık. Noksandık! Evet, evet noksan! İnsanoğlunun iki kanadı: Allah’a Saygı ve Mahlûkata Şefkat eksikti bizde. Entel değil Mü’min olmayı başarabilseydik…

 

Çare aradık kötü gidişimize. Sıfırdan başlamalıyız diye düşündük: en baştan… Belki kendimizi sıfırlayabilirsek “Yaradılış Kodlarımız: Fıtratlarımız”a dönebilirdik. Dönersek de başarabilirdik! Arınmaya niyet ettik!

 

Düşündük… Kendimizi yenilemek için fıtrat tohumumuzu yeşertmek zorundaydık. Bir uzun yoldu bu, bir çileli yolculuk. Yalnızdık yolun başında ama kalabalıktık da aynı zamanda. “Erdemler Yolculuğunda Çevre”de saklıydı çile de güzellik de…

 

Kendimizden çıkıp yola, gözlerimizi diktik kâinata. Peşine düştüğümüz bir sır bir hakikat vardı. Ya da biz onu saklı sanmıştık, oysa yanılmıştık! Hakikate ulaşmanın şah damarı tefekkür iken anladık ki bu dünyada “Her Şey Görene” ydi… Gerisi ise hikâye, bir geçici meşgale…

 

İbret gözüyle bakınca kendimize, gördük ki en çok “Cebimizdeki Sosyallik” alıyordu vaktimizi türlü çeşit meşgalenin içinde. Eşyanın hakikati ise onu kullanan elde ve niyette gizliydi. Müslüman her yerde ve her şartta Müslüman gibi olmalıydı. Sadece görüntüsüyle değil her şeyiyle!

 

İçten dışa, bireyden çevreye doğru genişleyen kapsamlı bir bakış sunmak istedik bu sayıda sizlere. Çünkü biz, Kalbesimya ailesi olarak değişimin ve tekâmülün içten dışa olduğunu düşünüyor, toplumun değişmesinin fertlerin değişmesine bağlı olduğuna inanıyoruz.

Umuyoruz ki sizler için de bir farkındalık olsun bu sayı. Unutmayın “Farkta Olanlar Farkında Olanlar”dır…

bottom of page