Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Ömrümüzden bir yılı daha uğurlarken yine, yeni bir sayı ile sizlerle birlikteyiz Kıymetli Kalbesimyaile okuyucuları…
İnsanlık tarihine hangi olaylarla geçeceği henüz meçhul olan bu yeni yılın ülkemiz, milletimiz, âlem-i İslam ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyor, sizlere de hayırla başlayan, hayırla devam edecek ve hayırla nihayet bulacak bir yıl diliyoruz.
***
Bazı zamanlar vardır takvim yapraklarındaki rakamların çok ötesinde manalar taşıyan… Bazı zamanlar vardır her hatırladığınızda kalbinizi elleri arasına alıp bir tatlı heyecana salarken gönül telinizi de sızlatan… Öylesi bir zaman 1 Ocak tarihi bizler için. Kalbesimya Ailesi olarak Büyüğümüz, Kıymetlimiz, Mürşidimiz Hasan Hüdaverdi Burkay Hazretlerinin dünyaya teşriflerini yâd ediyoruz her yıl 1 Ocak’ta.
İstedik ki bu ayki sayımızı irfan göğünün en nadide yıldızlarından olan Hüdaverdi Hazretlerine tahsis edelim. İstedik ki bizlerin Cenab-ı Hakk’ın büyük bir ihsanı ile tanıma şerefine nail olduğumuz bu mübarek Zatı dilimiz döndüğünce kalemimiz yazdığınca sizlere de anlatalım. Anlatalım ki O’ndan bize kalan en güzel miras olan kardeşlik hukukumuz bir nebze olsun yerini bulsun. Zira Hazret her anını ihvan kardeşlerim ve evlatlarım dediği bizlere âlimi olduğu güzellikleri anlatmaya vakfetmiş idi.
Bütün ömrünü “Halka hizmet Hakk’a hizmet” düsturu ile sürdürmüş olan Efendi Hazretlerini elbette birkaç söz ile anlatmak mümkün olmayacaktır. Lakin bir küçücük görüntü aksettirebilirsek gönül aynalarınıza Hazretten kendimizi bahtiyar addedeceğiz.
Bir “Kılavuz” olarak Efendi Hazretlerini anlatmaya çalışırken gördük ki O’nu anlatmaya çalışmak anahtar deliğinden gökyüzüne bakmak gibi bir şey… Sözler kifayetini yitirdikçe gördük O’na doğru kalblerimizden kurulan köprüleri. Bir kutlu yürüyüşle zihnimizin, ruhumuzun ve kalbimizin içinde hakikat namına parlayan ışıltıların hepsi sanki sade O var diye, O’na doğru akıp durdu…
İçinde yaşadığı zamana, mekâna ve topluma “Marifet Deryasından Bir Misal” olan Hazret, hakikat deryasında Marifet’e erenlerdendi. Bu yüzden ‘insan’ı çok iyi tanır, özellikle talebelerinin kendi hakikat yolculukları üzerinde kuvvetle tasarruf ederdi. Bunu yaparken de kemâl sahibi bir mürşid olarak talebesinin imkân ve kabiliyetine göre rehberlik eder, özün özüne varabilsin diye adım adım kolaylaştırırdı.
Sözleri, hali, tavrı, sükûtu, örnekliği ile iliklere kadar işleyen; derin bir muhabbet kanalı ile kalpten kalbe yol açan, insanı içten dışa aşk ile tenvir eden bir hakikat eri idi Hüdaverdi Hazretleri… Hz. Peygamber’in (sav.) konuşma üslubunda tanımlandığı gibi sünnete ittiba etmiş bir duruşa sahip idi. Sözü öyle açık ve anlaşılır şekilde ifade ederdi ki her dinleyen kendi seviyesi mucibince öğüdünü alır, anlaması gerekeni anlardı. Konuşma hızından ses tonuna, telaffuzundan konuşurken takındığı tavra kadar dinleyeni kuşatan “Kalpler Dirilten Bir Üslup”u var idi.
Yazdığı eserler, kaleme aldığı şiirler ve hatta dilinden dökülen her söz ile sevenlerine “Sözün Böyle Güzelse” ya sen nicesin Efendim dedirten Hazret, özündeki güzelliği sözüne de aktaran zarafet, nefaset ve belagat sahibi kelama ve kaleme malik bir şair idi aynı zamanda. İstedik ki Kendisini bu yönüyle de tanıyalım ve tanıtalım. Bu nedenle de ‘Hüdaverdi Divanı’nın sevenleri tarafından çok bilinmeyen ilk nüshasından bir yazı dizisi hazırlamaya gayret ettik sizler için.
Umuyoruz ki bu küçücük çabamız Hüdaverdi Hazretlerini sevenler tarafından Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle azami istifadeye vesile olsun.
Cenab-ı Hakk, Büyüğümüz Hüdaverdi Hazretlerine rahmet ve merhameti ile muamele buyursun. Cenneti ve Cemali ile müşerref kılıp; makamını âli, ruhunu şâd eylesin.
Bizlere de O’nun izinden giden: imanlı, ihlâslı, sünnet-i Nebi’den hâl almış, istikamet üzere yaşayan sadık ve salih talebeler olmayı ihsan eylesin.
Amin.