top of page

İslam Dini Hakiki Medeniyetin Ruhudur

 

 

             Cenab-ı Hakk (CC.) “Allah indinde hak din İslam’dır. Kitap verilenler ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ihtilafa düştü. Kim Allah’ın (CC.) ayetlerini inkâr ederse şüphesiz ki Allah (CC.) hesabı çarçabuk görendir.” Diğer bir ayet-i celilede ise “Kim ki İslam dininden başka bir din tanırsa bu din Allah (CC.) tarafından asla kabul olunmaz ve o ahrette de en büyük zarara uğrayanlardandır. “ buyuruyor.

 

 

Dinin esasına taalluk eden temel prensipler, vahye dayanan bütün dinler aynıdır. Değişiklikler daha ziyade ibadetler ve beşeri münasebetler konusunda olup, bu değişiklikler insan topluluklarının tekâmül etmiş olmasının bir sonucudur.

(Din kelimesi itaat-ceza, millet ve şeriat manalarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de din kelimesi değişik manalarda kullanılmıştır. Yukarıdaki ayette ise kullar tarafından istenilen ilahi kanunun kastedildiği anlaşılmaktadır. “İslam” kelimesine de şu manalar verilmektedir; itaat etmek ve bağlanmak; selamete kavuşmak, ibadette ihlâslı davranmak. Yukarıdaki ayette “İslam”dan tek Allah manasına inancına dayanan ve Hz. Muhammed’in (SAV.) risaleti ile kemal noktasına ulaştırılmış bulunan ilahi düsturların bütününü kastedilmektedir.)

 

Resul-i Ekrem (SAV.): “İmanın tadını Rab olarak Allah’a; din olarak İslam’a ve Resul olarak Muhammede razı olan tatmıştır.”

 

 

Diğer bir hadis-i şerifte: “Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Daha sonra onu eveyni yahudi, hıristiyan veya mecusi yapar.” Buyuruyor.

Mâide Sûresi 5.ayette: “Kim imanı tanımayıp kâfir olursa herhalde bütün yaptığı boşa gitmiştir. Ve o ahirette en çok ziyana uğrayanlardandır.”

Ali İmran Sûresi 28.ayette: “Onlar (o iman etmeyen) bir hayâsızlık yaptıkları zaman biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah da (CC.) bize bunu emretti dediler. Onlara söyle: Allah (CC.) hiçbir zaman kötülüğü emretmez. Bilmeyeceğiniz şeyleri Allah’ın (CC.) üzerine mi atıp söylüyorsunuz?”

Ali İmran Sûresi 178.ayette: “O küfredenler kendilerine zaman (ve meydan) vermemizi kendileri için zinhar hayırlı sanmasınlar. Onlara fırsat verişimiz, ancak günahlarını arttırmaları içindir. Onlara hakir edici bir azap vardır.” Buyruluyor.

Yine hadis-i şerifte: “Allah Teala’nın, isyana devam eden kişiye istediği nimetleri verdiğini gördüğün zaman bil ki bu istidraçtır. Yani onu tedricen azaba ve helâke yaklaştırır.” Ve yine fethü’l kebirden bir hadis-i şerif: “Dinini değiştireni- mürted olanı- katlediniz.” Buyruluyor.

 

 

Kıymetli kardeşlerim, Rabbül Âleminden ve O’nun Resulü’nden yapılmış olan bunca ikaz ve uyarılar hepsi bizim içindir. Yeryüzünün tamamı Allah Teâlâ’

 

yı (CC.) inkâr etse, Allah Teâlâ’nın (CC.) zatına yine bir fazlalık gelmez.

Konuyu bu kadar ayet ve hadislerle izaha çalışmamızın tek nedeni, yeryüzünün İslam’a susamasıdır. Noksanlık İslam’ın dışında olanlardadır. Topyekûn yeryüzünün cennet-i âlâya girmeleri İslam’a bağlıdır. Bunu bütün peygamberler böyle haber vermiş: “Benden sonra gelecek olanlara uyun!” demişler, pek çokları bunları isimleri ile bildirmişlerdir. Maalesef koza böceği gibi kendi fikirlerimize kendimizi hapsetmişiz. “Bu bana babamdan kaldı, babam da böyle yapardı.” İfadeleri hiçbir zaman bize kurtuluş sağlamayacaktır. Her peygamberin zamanında o peygamberlere inanıp iman edenler bizim kardeşlerimizdir. Ama o peygamberini “benden sonra gelecek peygamberi de tasdik edin.” Emrini dinlemeyenler dalalette kalmışlardır. İşte bu topluluğun da hidayete ermeleri için el birliği ile say ü gayretimiz bundandır.

 

 

Her şeyin en güzeli İslam’dadır. Onun kitabı 104 kitabın camii, peygamberi de en son Peygamberdir.

Adalet mi istiyorsun? İslam adaletinde! Ekonomi mi istiyorsun? İslam ekonomisinde! Muasır medeniyet mi istiyorsun? İslam yaşayışında! Kâinata örnek mi olmak istiyorsun? İslam’ın kitabında! Yeryüzünde örneğini mi görmek istiyorsun? İslam Peygamberi’nde!

İnsaf ile bakılacak olursa her insaf sahibi bunu kabul etmek zorundadır. Nitekim insanlık bölük bölük İslam’a girmekte. İslam’ı terk edene rastlanmamıştır. Çürüksüz koz olmaz belki tek tük onda da olabilir. Ama insanlar bölük bölük İslam’ın saflarında yerlerini almaktadır. Menfi propagandalar ne olursa olsun, hakikat hiçbir zaman balçıkla sıvanmaz. Allah (CC.) dinini tamamlayacaktır. Dünyanın adı imtihan. Yeryüzü olarak büyük imtihanlar geçiriyoruz. İnşaAllah manevi mesuliyetlerimizden kurtulmuş, vazifesini yapmış olarak, yüz akıyla alın pakıyla hakiki âlemimize gitmek nasip olur.  İslam dini medeniyet, müteali, müterakki bir dindir. Bunun aksi, yabancılar tarafından uydurulmuş şeylerdir. Her zaman kedi yetişemediği ciğere mundar demiştir. İslam dini süflî, behimî, hayvanî yaşayıştan kurtarır.

 

 

Bakın hidayet güneşi ile aydınlanmak isteyen bir papaz hikâyesini naklediyorum:

“Şam’da Yahudi papazlarından biri cumartesi günü Tevrat-ı Şerifi okurken Peygamber Efendimiz’in (SAV.) yüksek evsafını anlatan 4 sahife gördü. Onları yırttı. İkincide 8 yaprak yırttı. Üçüncüde 12 yaprak bulunca hidayete erdi, yola koyuldu. Bir yahudiye Medine yolunu sordu. O: “Gitme! Orada bir sihirbaz var seni kandırır.” Dedi. “Sen benim bildiğimi bilmezsin.”dedi. Medine-i Tahire’de Selamn-ı Farisi’ye (RA.) rastladı. Sordu, ayaklarına kapandı. Selman onu Ravza’ya götürdü bütün ashabı ağlar buldu. Peygamber Efendimiz’in (SAV.) vefatını öğrendi, üç gün olmuştu. Papaz, “Akrabası var mı?” dedi. Hz. Ali Efendimiz kendisini tanıttı. “Bir gömleği varsa getirin.” Dedi. Kaftanını getirdiler. Yüzüne gözüne sürdü ve “Yâ Resulullah benim şahadetimi kabul buyur. Ya Rabbi benim ruhumu kabzet.” Dedi. Ve innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn Allah’ımızın (CC.) huzuruna kavuştu.

 

 

Darısı bütün insanlığın başına İnşallahü teâlâ. Âmin.

 

Mev’iza-i Hasene Cilt 5

bottom of page