Bahar Konur / Mart 2018
MEDİNE’NİN SERÇESİ
Medine’nin serçesi olmak vardı şimdi
Korkusuzca uçup konabilmek beyaz mermerlerine...
Rüzgârı buram buram nefesin kokan bu şehir,
Ta ciğerden gelen, bir sevdanın sıcaklığıyla
Bu neye benzer ki yalıyor yüzümü.
Bu neşe de ne?
Yoksa unuttuğum masumiyetim mi senin şehrinde tekrar hatırladığım?
İlk ve tek gerçek aşkımın sureti mi önceden tanıdığım?
Asudelik ile hem dem olurken geçmişim ve geleceğim,
Sana kavuşmak hayali ile gün saydığım yerdeyim.
Hüzün ve kederin ne olduğunu unuttuğum gündeyim.
Rüya mı gerçek mi bilmiyorum, sana bu kadar yakınken
An yıl olmuş, zaman kıvrılıp koynuma sığınmış,
Gözyaşı nehri ile artık yunmuş arınmış...
Bildiğim şarkıların vardı benim hâlbuki
Artık hatırlayamadığım.
Unuttuğum kelimelerle konuş benimle n’olur!
Sana gün yüzü görmemiş umudumla geldim,
O yüzdendir bu kanayan yaralarım.
Aşk ateşten, dilim dönmüyor adını söylemeye,
Susmuş bir evrende yalnızım.
Gülümsüyorsun anne, yoksa ben seven miyim?