top of page
Siyah kahkülü düşmüş bugün alnına Sevgilinin
Bahtı kara dertlilerini birkez daha derinden vurabilmek için
Hançer ancak bu kadar sine yarabilir
Aramızdaki kini kimse bilmeyecek
Ayrılıp göçeceğim bilinmez vadilere usulca
İzsiz gideceğim, taşlara basarak.
Bu kadar beklettiğin yetsin ne olursun gel
Gam kasvetle geçer, sensiz geçen anım benim
Sevda pazarında sabır sattım hasret aldım
Kırılmış bir pencereden bakıyor göğe
Acılı kahverengi gözlerin.
Saçını okşamaya elim titriyor çocuk!
Medine’nin serçesi olmak vardı şimdi
Korkusuzca uçup konabilmek beyaz mermerlerine...
Rüzgârı buram buram nefesin kokan bu şehir,
bottom of page